Gıda Paketleme Sektöründe Azot Gazı Kullanımının Yeri Ve Psa Tip Azot Jeneratörlerinin Sektöre Sağladığı Faydalar
Gıda Paketlemede Azot Gazının Rolü
Gıda Endüstrisinde paketleme işlemi ürünlerin aromasını, tazeliğini, rengini ve dokusunu korumayı hedeflemektedir. Bu nedenle paketleme sırasında koruyucu atmosfer oluşturmak adına atmosferik hava yerine inert gazlar kullanılmaktadır. Paketleme sırasında kullanılan en yaygın inert gaz azot gazıdır. Paketlenecek ürüne göre kimi zaman tek başına, kimi zaman başka gazlar ile karıştırılarak kullanılmaktadır. Forever Gas olarak Türkiye ve diğer ülkelerde kurmuş olduğumuz azot jeneratörlerimiz ile gıda paketleme endüstrisine hizmet vermeye devam etmekteyiz.
Gıda Paketleme Türlerinde Azot Kullanımının Temel Prensipleri
Oksijenin Gıda Üzerine Etkisi ve Azot Gazı ile Yer Değiştirilmesi
Gıdaların bozulmasında atmosferde bulunan oksijen gazı önemli bir rol oynar. Atmosferde bulunan oksijen yağların ransitleşmesine, aerobik mikroorganizmaların (bakteri ve küfler) gelişimine ve dolaylı olarak renk ve aroma değişimlerine neden olur. Bu gibi olumsuz sonuçlardan kaçabilmek için paket içerisindeki oksijen oranı paket içerisine azot verilerek dramatik (≤ 1 % O₂) olarak düşürülür. Oksijen oranının düşürülmesi ile ürünlerin bozulma hızları ciddi olarak düşürülür.
Bu tarz sadece azotun oksijenin yerine geçmesi ile paketleme yapan sektörler başlıca cips, kuruyemiş, her türlü bakliyat, kahve, kuru meyve, bitkisel kaynaklı yağlar, şarap ve diğer içecekler şeklindedir.

MAP (MAP – Modified Atmosphere Packaging) – Gıda Gazı
Paketlenecek gıdaların cinsine ve özelliklerine göre sadece azot ile paketleme gerçekleştirmek her zaman yeterli olmamaktadır. Özellikle Süt ve süt ürünleri, mantı, işlenmiş kırmızı et, piliç, yufka vb hayvansal kaynaklı ürümlerde sadece azot kullanımı yeterli olmamaktadır. Daha önce de bahsetmiş olduğumuz üzere paketlenecek ürünün tazeliğini, rengini ve aromasını bozan aerobik bakteriler ve küfler dışında anaerobik bakterilerde paketlenen ürünün tazeliği, güvenliğini ve renk, aroma gibi istenilen özellikleri olumsuz etkilemektedir.
Anaerobik bakteri ve bazı tür mantarların oluşumunun engellenmesi amacı ile paket içerisine gönderilen azot gazı dışarıdan temin edilen CO2 gazı ile karıştılır. Bu karışımın oranı üründen ürüne ve hedeflenen raf ömrüne göre değişiklik göstermektedir.
Bu şekilde kontrollü ve belirli bir oran neticesinde üretilen karışım gazları ile yapılan paketlemeye modifiye atmosfer paketleme (MAP – Modified Atmosphere Packaging) denmektedir.
Gıda Paketlemede Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Azot gazı veya MAP gazı ile gıda paketleme işlemine yaygın olarak başvurulan gıda grupları: Cips, Kraker, Fındık, Çerezler, Kahvaltılık gevrek ve yağlı atıştırmalıklar, kahve, kuru meyve, taze meyve, hazır salatalar, kırmızı et, beyaz et ve deniz ürünleri vb şeklindedir.
- Yukarıda sayılı olan tüm gıda grupları için (MAP dahil) paketlemede kullanılacak olan gazda oksijen içeriğinin <1 % seviyesinde tutulması elzemdir.
- Paketlemede kullanılacak olan azot gazının veya MAP gazının saflık ve karışım oranlamasının tutarlılığı üretilen ürünlerin raf ömürlerinin belirlenmesinde ve standart üretim içerisinde devam edilmesinde elzemdir.
- Paketlemede en önemli hususlardan biri de paketleme atmosferinde kullanılan gazın çiy noktası yani kuruluğudur. Azot gazı çok kuru bir gaz olduğu için nem kaynaklı bozulmalara karşıda önemli bir rol oynamaktadır.
- Azot gazı paket içi şişirme etkisi ile özellikle gevrek ürünlerde taşıma ve nakliye esnasında ürünlerin bütünlüğünün korunmasında yardımcı olur.
- Uygulamadaki başarı ve azot gazının etkinliği sayesinde ürünlerin raf ömürleri dramatik olarak artmaktadır. Bu sayede uzun dağıtım zincirleri ile ürünlerin nakliyesi mümkün olmakta ve iade/fire oranları düşmektedir.
- En önemli hususların başında ise azot/MAP gazı ile paketleme neticesinde ürün üretiminde kullanılan koruyucu katkı maddesi ve antioksidan kullanımı azalmaktadır.
Psa Azot Jeneratörleri Kullanımının Gıda Paketleme Opersayonlarında Sağlamış Olduğu Avantajlar
Raf Ömrünün Uzaması:
Azotla paketleme sayesinde ambalaj içindeki oksijenin ve nemin etkisi azaltılır, bu da raf ömrünün ciddi şekilde artmasına olanak tanır. Örneğin bazı vakalarda raf ömrü üç katına çıkabilmektedir.
Kalite ve Organoleptik Özelliklerin Korunması:
Tat, aroma, renk ve doku gibi duyusal özelliklerin oksidasyon ve mikroorganizmalar nedeniyle bozulması önlenir. Örneğin kahve, kuru meyve ya da atıştırmalıklarda aromasal kayıp azalır.
Ambalaj Koruması, Taşıma Güvenliği:
Paket içi azot, özellikle gevrek ürünlerde ambalajın çökmesini veya ürünlerin kırılmasını önleyebilir. Ayrıca paket içi pozitif basınç halinde taşımada ürün güvenliği artar.
İade/Bozulma Oranının Azalması ve Lojistik Avantaj:
Daha uzun raf ömrü sayesinde mağazaya ulaşana kadar ürün kalitesi korunur; bu da üretici için ekonomik avantaj oluşturur.
Temiz Etiket / Katkı Maddesi İhtiyacının Azalması:
Gıda üreticileri artık “temiz etiket” (clean label) talebi ile karşı karşıya; paketleme atmosferi iyileştirilmiş ürünlerde bazı katkı maddelerinin kısıtlanması daha mümkün olabilir.
Azot Atmosferli Paketleme
Gıda paketleme sektöründe azot gazı kullanımı tercih olmaktan çok daha fazlasıdır: paketlenen ürünün içerisinde oluşacak kimyasal reaksiyonları kontrol etmek, oluşabilecek mikrobiyolojik riskleri azaltmak, ambalajlanan ürünün kalitesini optimize etmek ve lojistik avantaj yaratmak için stratejik bir teknolojidir.
Azot paketlemenin avantajları genel olarak raf ömrü artışı, kalite koruma, taşımada güvenlik, fire azalması şeklindedir. Ancak bu avantajların gerçekleşebilmesi için prosesin tüm halkalarının (ambalaj materyali, mühürleme kalitesi, gaz akış debisi, sensör sistemi, soğuk zincir, hijyen) kontrol edilmesi gereklidir.
Türkiye gibi üretim potansiyeli yüksek bir pazarda, doğru stratejiyle “azot atmosferli paketleme” teknolojisini yaygınlaştırmak büyük fırsat yaratabilir. Özellikle premium atıştırmalıklar, sıvı yağ, kuruyemişler, hazır salatalar, taze kesim sebze-meyveler gibi segmentlerde bu teknoloji bir farklılaştırıcı olabilir.